Herşey İçin Çok Geç

Blog yazmaya yeni başladığım zamanlarda "Ah şu annelerimiz!" diye bir yazı yazmıştım. Yazımı, acaba ileride annem gibi olacak mıyım diye de bitirmiştim. Aradan çok zaman geçmedi ama ben annem oldum bile!

Annem aralık 31'de Türkiye'ye gitti. Evin işleri bana kaldı demek istiyorum ama yalan söylemek istemem. Babam ile ortak yapıyoruz. İlk olarak, ben internetten bakarak bulgur pilavı yaptım. O kadar güzel oldu ki! Sonra da et sote ve tel şehriyeli pilav (ayıptır söylemesi) yaptım. Babam iki tabak yiyince anladım ki, hayatında hiç yemek yapmayan bir kişi için becerikliyim. Evladın emin ellerde kaynana! Sen hiç üzülme.

Bulaşık yıkamak felan söylemiyorum bile. Abime ve babama çok tabak çanak kirletmeyin diyorum sürekli. Annem olsa "Tabi bulaşığı siz yıkamıyorsunuz ya" derdi. Şimdi bende aynısını düşünüyorum. İşten çıkma zamanım yaklaştığında bugün evde ne yapılacak ve hangi yemeği yapsam diye düşünür oldum. Annem yapmak değil ne yemek yapacağını düşünmek zor derdi hep.

Yemek işini bir şekilde hallediyoruz.

Ama dün bir şey oldu. İçim gitti resmen! Babam yemeğin altını yakmış, tuvalate girmiş (ayıptır söylemesi vol. 2) ve sonra ocakta ki yemeği unutmuş. Eve geldiğimde ev de bir koku ve heryerde duman vardı. Öyle bir "noldu burada?!" deyişim vardı ki...Anlatmaya Türkçem yetmez.

Öğrendim ki hem tencere hem de tencereki yemek kül olmuş. Ama sorun burada değil. En üzüldüğüm nokta babam tencereyi alıp tezgaha koymuş. Ve tezgah yanmış! Hep gözüm oraya gidiyor. İç geçiriyorum baktıkça. Çok üzüldüm çok! Anneme şikayet edeceğim seni dedim hemen ama ben öldüm bittim orayı görünce. Babam da üzülmüş belli. Sildim ama çıkmadı dedi.

Annem de çok üzülürdü. İş çıkardın başımıza derdi ama görünce ne tepki verecek çok merak ediyorum. Acaba görüntülü konuşmada ispiyonlasam mı?

Sağlıkla Kalın!
Okumak istersen;
İzlemek istersen;

4 comments:

  1. Aman dikkat bir ocak yanar, sonra tencere, sonra ev, sonra bütün şehir yanıp kül olabilir. Eskiden bir mahallede yangın çıkarmış, Dokuz mahalle onu söndürmeye çalışırmış, İstanbul'da evler ahşaptan o zaman. Bir düşünsenize...

    ReplyDelete
  2. hahah gel bi de onu bana sor. evlenince anlayacaksın asıl annenin değerini. işin içine çamaşırlar temizlikler de girecek. he bir de akrabalar olacak ki, hepsini ayrı ayrı aramak ve ziyaret etmek zorunda kalacaksın. akşam yemekleri hazırlayacaksın. kimsenin memnun olmadığını görerek kafayı yiceksin vs.

    bekarlık sultanlıktır, sultanım. nerden nereye geldim yalnız :D

    Tezgaha üzüldüm, annen görünce önce çığlık basar, sonra bağrınır, sonra da değiştirelim burayı diye babanın başının etini yer bence.

    ReplyDelete
  3. Her zaman söylerim, her şeyi yaparım ama çamaşır da çok zorlanacağım diye. Umarım korktuğum kadar yoktur :)

    ReplyDelete

Yorumunun ne kadar değerli olduğunu anlatmaya calışsam altından kalkamam. Bunu bil istedim.