Eleştiriye gelemiyor(uz)

Bugün İnstagram'da dolanıyordum. Ordan girdim burdan çıktım, İnstagram'da birçok takipçisi olan bir kişinin hesabına rastladım. Yorumlara şöyle bir bakayım dedim ki Aman Allah'ım. Hayatında ilk defa kar görmüş bir insanın sahip olduğu duygu vücudumu kapladı. "5 beğeniye 5 üye"li mesajlardan girip "çok çirkinsin, keşke ölsen" gibi yorumlardan çıktım. Ben okurken utandım, o kişiler yorum yaparken nasıl utanmıyor?


Ayıp, yapmayın arkadaşlar

Bir de şu kısım var. Internette varlığını belirtiyorsan eğer, eleştirilere de açık olacaksın. Video'da şöyle yapsan daha iyi olur gibi bir yoruma da atarlanıp 10 metre yorum ile dönülmez. (Evet böyle bir olay hayatımdan gelip geçti! Belki sonra anlatırım)

Hemen geri vitese atıp, şunun ağzının payını vereyim de ne demek? 
Tamam anlıyorum, yorumlar seni üzüyor. Ki eminim beni de üzerdi. Lakin sokakta saç baş kavga eden iki kadına benzemeye gerek yok. Az ama öz cevap ver gitsin. "Öneriyi düşüneceğim de" gülümse geç

Bana mail atıp; 
Seni seviyorum ama ah şu Türkçe meselesi
Teman kötü (ki bak kardeşim, değiştirdim)
ya da 
Font okunmuyor, bak böyle yap

2014 Mimi

Cam Misket beni mimlemiş. Çok çok çok defa teşekkür ediyorum beni düşünen sana ve Yeşeren Yaprak yazan ellerine.
Ben de okuyup yapmak isteyen herkesi mimliyorum!
---------------------------------------------------------------------------------------
1- 2014 yılını nasıl tarif edersin?

2014 aslında benim için endişe ve merak dolu bir seneydi. Onun bana yaptığı davranışın nedenini düşüne durdum. Sonraları ise "aman bre deryalar" diyerek güldüm ve mutlu olmaya calıstım. Kaç kere geleceğiz bu dünyaya?

2- Uzun zamandır yapmadığın ve tekrar başladığın neydi?
Uzun zamandır yapmam gereken ama yapamadığım davranış insanlara açık açık alındığımı ve yaptıklarının yanlış olduğunu açıkça söylemek oldu. Ve böyle çok daha mutluyum

3- Hayatında ilk kez yaptığın neydi?
Hayatımda ilk kez yaptıklarımdan bir tanesi insanları hayatıma dahil etmek oldu. Ya da benim hayatım da geçenleri onlara anlatmam. Gizemli bir insanım galiba 

Doğum Günü Yazısı

Her sene "bu sene kutlamayacağım" diyorum içinden. Lakin çevremdeki o güzel insanlar sağ olsun, bir şekil de kutlanılıyor her sene. Bu sene de canımdan çok sevdiğim lise arkadaşlarım ve yavaş yavaş ailemin üyeleri olarak hayatıma katılan iş arkadaşlarım ile kutladım.

Vlog tadında bir yazı olsun bu

Cumartesi günü iş çıkışı lise arkadaşlarım ile Shake Shack diye adlandırılan bir hamburgerciye gittik. Normal de New York'ta yaz kış en uzun kuyruğa sahip olan yerlerden biri. Ben de o kuyrukta yer almaya hiç bir zaman razı gelemedim. New Jersey'de burnumuzun dibine açıldığını duyunca denemeye karar verdik. Açıkcası verdiğim paraya pek değmedi. Öyle ağım şahım bir lezzeti yok. İstediğim mango ve limonlu limonatamı, milkshake ile karıştırmalarına rağmen patateslerinin güzelliğini göz arda edemeyeceğim ama. Yiğidi öldür hakkını yeme demişler 

YeserenYaprak

Ses

Artvin/Arhavi - Mencuna Selalesi
Babam çok sever yüzbinlerce kez çekilen fotoğraflara bakmayı. Bilgisayarı her eline aldığın da, o fotoğraflar tekrardan gözden geçirilir, incelenir, yorum bırakılır.

"Gene mi?" diye sorduğumuzda da bize "bu üçüncü bakışım daha" diye cevap verir hemen. 
Iki gün önce annem ile yorgan kaplıyorduk, ve babam da bakıyordu o meşhur Türkiye de çekilen fotoğraflara

Bir video açtı, annem hikaye anlatıyor...
-O kim, ben miyim?
+evet sensin....Ne oldu beğenmedin mi?
-hayır, sesim çok kötü, sen nasıl beğendin beni

O anda hepimiz gülüştük. Bize sesi normal ama kendisine çok farklı gelmesini tartıştık. Sonra dedim ki, ben bir araştırma yapayım da, bu konu hakkında yazayım

Nasıl duyarız?
Duymak, görmek, tatmak, koklamak ve dokunmak....ilk okulda öğrendiğimiz o meşhur 5 duyumuz.

Tek Ben Miyim?

Yeseren Yaprak

*Kulaklığı iki kulağıma da takmam lazım. Yoksa bir kulağım sağır olur diye korkuyorum.

*Havucu katır kutur yemesini çok severim. Ama yemekte yumuşadığı için verdiği tat aynı değil ve yemeden tabağın kenarına koyarım. 

*Ellerime krem sürdükten sonra katiyen ellerim 1-3 saat yiyecek ürünlerine değmemeli. Yoksa kremin tadını alıyor gibi oluyorum 

Kendin Yap Projesi - Saç Bantı

Yazın takmasını en çok sevdiğim aksesuarlardan bir tanesi saç bantları. Bugün yapacağımız saç bantına türban stili deniliyor ve yapması cok kolay! Bir tane morlu lacivertli, tam benim seveceğim karışık kuruşuk renkte almıştım. Aslında pahalı değil ama oldum olası çok severim ben kendin yap projelerini. Bugün de (aslında pazartesi günü) oturdum "ben de yaparım yeaaa" dedim ve azimle yaptım

Gerekli malzemelerimiz sadece bunlar
Yeseren Yaprak

Güzelliğin 5 Sırrı!

O kadar çok makyaj uğruna açılmış blog var ki...
Hepsi "eyeliner nasıl çekilir, nasıl sağlıklı zayıflanır, burnumu nasıl küçük gösteririm" gibi soruları yanıtlamak için arayıcıya kol kanat açıyor. Lakin, bence güzellik insanın kendi için de hissettiğidir. Makyaj yazılarını okumasını seven ama ay da sadece bir kez makyaj yapan (onu da fotoğraf ile anılayan) ben, bakalım güzel gözükmenin 5 sırrını nasıl açıklayacak

1. Kendinize güvenin - Ilk sırayı en önemli maddeye vermezsem ayıp olurdu. Insan güzel hissettiğinde güzeldir. Aynaya bakıldığında "yüzümde ki sivilceye bak!" deyip oflayıp poflamak, sadece sizin moralinizi alçaltır. İnanın karşınızda ki kişinin o sivilceyi farketmesi %30. Hadi farketti, o kişi de hayatında hiç mi sivilce çıkmamış? Herkes alışık bu tür vakalara. Sizin yeterki alnınız yukarıda olsun. 

Bir kadının en iyi silahı gülüşüdür, unutmayalım

2. Herkesleşmeyin - Her bir kulun farklı olduğuna inanan o tiplerdenim ben. Sizi farklı yapan düşünceleriniz, inanışınız, davranış tarzınız, mimikleriniz ya da giyim tarzınız olabilir. Önemli olan gözünüzden kaçırdığımız bu özelliği yakalayıp ortaya çıkarmak ve üstüne basa basa kullanmak. Basitleşen bir özellik çoğu kişinin gözünde bir sıfırdır. Nike Air Max moda diye siz de almak zorunda değilsiniz

Insanlar boşuna mı yabancı blogger'ların giyim tarzına özeniyor?

Beklediğimiz 2015

Vlogger olmak istiyorum bu aralar. Gittiğim, gördüğüm yerleri siz de görün istiyorum. YouTube'da sadece vlog namına bir kanalım olsun istiyorum. Lakin gelin görün ki dün kamera mı aldım yanıma, ama "dur bir deneyeyim, nasıl çıkıyorum" dediğim de ne kadar çirkin olduğumu görüp, o gün boyunca elime almadım o kamerayı. Sanırım böylece vlog hayali de son buldu
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Herkesin hayatın da milyon kez görmek istediği yerlerden birisi New York'dur herhalde. Aslında pek de bir özelliği yok ama adı çıkmış 9'a inmez 8'e. Her yer turist kaynıyor, bir de orta da durup onu bunu çekmiyorlar mı. Gel de sinirlenme. Ama insan görmek istiyor herhalde, bilmiyorum

Geçen hafta arkadaşlarım ile kararlaştırmıştık gidelim Rockefeller Center'da bulunan Christmas ağacı'nı görelim diye. Yılbaşı mılbaşı hak getire, aklımız da değil. Etraftakilerden "siz şaşırdınız mı, bu kalabalıkta gidilir mi?" diye tepki alınca aklımıza geldi ve bir daha gidesimiz geldi. 


Aslında bizim sabah 10'da kalkıp, hazırlanıp gitmemiz, sonra müze gezip, akşam da ağaça gitmemiz ve dönmemiz gerekiyordu ama yanılmadınız tabiki de öyle olmadı


Saat 1'de ancak hazırdık ve arkadaşım selfie çekmek için ayaklı tripod görünümlü bir zımbırtıya bluetooth'lu kumanda alması gerekiyordu ve biz bunun için iki tane Radio Shack adında elektronik mağazası gezdik. Benim siyah göz kalemine ihtiyacım vardı, ordan drugstore'a uğradık. Ve kahvaltı daha etmemiş mideme abur cubur aldık. Eve geldik ve tabiki de hemen selfie çekmeye başladık. Ve ve karnımızın daha da açıktığını farkedince kendimizi Olive Garden denilen aile restaurantında bulduk. 

Yeseren Yaprak
Daha sonra iki gün önce evlenen ve bizimle New York'a gelmek istemeyen arkadaşlarımızın geleceği tuttu ve biz saat 7'de otobüsüne binip, gittik.