Beğenilme Çabaları

Facebook kullanırdım bir zamanlar ben. Ne yalan söyleyeyim, yakışıklı erkekleri de eklerdim hani. Utana utana birde. Sanki o yakışıklı çoçuk, benim suratımın kızarıklığını görecekte, bana bir selam çakıcak. Lisedeydim o zamanlar tabi. Erkek dediğin sarışın, renkli gözlü olmalı modu felan

Aslında ben çok utangaçtım küçükken. Şimdi beni gören "sen utangaçsan ben de Nemesis'im" felan der heralde.Ama gözlerim renkli ya, yazın başım hep önde, gözüm hiç bir şey görmüyor güneşten. Belki ordan yırtarım şimdi. Amaaan, yemişim renkli gözü, ben badem gözlü olmak istiyorum.

Bu arada psikoloji okuyan, doktor olmak isteyip de hemşire çıkanlar bu yazımı okursa rica ediyorum bana bir yorum atın. Kesin bende ADHD hastalığı var. Konudan konuya atlamak için doğmuşum sanki 

Neise neise

Sonra instagram çıktı, ve tabi şu etiket olayları. Millet fotoğraf koyuyor, sonra altına üç yüz bin tane etiket. Sırf beğeni almak için. Bende yaptım mı? Yaptım. Sonra dedim ki, ne yani? Amacım ne? Ne işime yarıyor? Tanımadığım insanlar benim fotoğrafımı beğendi de ne oldu yani? Ben onların bir beğenisine mi muhtacım?

- Nayıııır, nolamazzzz
Ben gururlu bir kızım.


Bir de ironu şu, tanımıyorum diye kimseyi eklemem, ama beğenmesine izin var. Oh ne güzel Dünya! Sana da güzel bana da 

Çok saçma değil mi? Neden bu kadar beğenilme içindeyiz? Gençler takmış birde, Kezban da Kezban. Tencere yuvarlanır, kapağını bulur derler. O evlenir, sen evde kalırsın. Ya da sen evlenir, önümüzdeki üç sene düğün fotoğraflarını gözümüze gözümüze sokarsın. Bende burdan bakar, bir yazı yazarım. Ya da ışınlanmayı icat etmem gerekiyor benim, onun üzerinde çalışırım. Bir elimde mendil, bir elimde matkap

Mühendis olmak zor iş yahu! O kadar oku, sonra eve gel bulaşık yıka. Çamaşırdan bahsetmiyorum bile!

Bu yazının amacı, ego'nu yükseltmek için, saçma sapan şeyler yapmamak lazım demek içindi. "Insan zamanla anlıyor" lafını nasıl kulağa hoş getirebileceğimi de bilmediğim için, "Sen de zamanla anlarsın küçük kız!" diyorum

Tamam tamam, bu yazının asıl amacı, "kaç gündür yazı koymuyorum, birşeyler yazmam lazım" diyip spontane birşey çıkarmamdı.

Bloğum daha 32 günlükken ben bu hale geldiysem, 365. gün de ne olurum kim bilir

Nice 33 günlere Bloğum!
Eve gittiğimde içi su dolu bir kadeh bardağı havaya kaldırmam şart oldu

14 comments:

  1. bulaşık makinesi alsana hihihi :) 32 günlük mü blogun aa :D 40 ına gelirim bi 40 ı çıksın hadi bakalım ;) matkapla ne yapiyon yahu :)

    ReplyDelete
    Replies
    1. Bir gun kendi evime cikarsam, ben makine ile yikayacagim :) Matkap ile makineyi insaa ediyorum. 40 gunluk partime de bekliyorum seni!

      Delete
  2. Bence de saçma yaptığın her şeyin beğenilmesini istemek.Havalı olmaya insan olmaktan daha fazla değer veriyoruz

    ReplyDelete
    Replies
    1. Maalesef. Bunun farkına varmak çok önemli bence

      Delete
  3. Tam bir kişisel blog tadında bloğun var.Kişisel takip ettiğim erkek bloglarda var ama sizler gibi değiller,bazıları,Başarılar dilerim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Teşekkür ederim. Elimden geldiğince daha da iyi olması için uğraşacağım :)

      Delete
  4. merhaba
    keşfettim geldim bana da beklerim.

    www.burcuaydn04.blogspot.com.tr

    ReplyDelete
  5. Konu sıkıntısı çekmessin sen :) ordan buradan iyimiş ama anlatımın ben sevdim bayaa sevdim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Ah teşekkür ederim. Yazan ellerin dert görmesin :)

      Delete
  6. Spontane yazıların böyleyse üstüne düşünülmüş bir yazın nasıldır kimbilir :) Çok doğru şeyler yazmışsın. Ama ben de yapıyorum öyle ne yalan söyliyim. Bi yere kadar ama yoksa gerçekten egolu bi insana dönüşmek istemem. Yazılarını sevdim.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Aslinda bir yaziyi dusunup yazmayi denedim ama yapamadim :) Anladim ki ben en iyi aklima eseni yazmakla bu isi basariyorum. Emin olun ki, siz ve ben yalniz degiliz bu konuda. Cok tesekkur ederim :)

      Delete

Yorumunun ne kadar değerli olduğunu anlatmaya calışsam altından kalkamam. Bunu bil istedim.