Işınlanıyoruz, peki ya nereye?

Farkettim de bir önce ki yazımda içime depresyon kaçmış. Melankolik bir duruma girmişim yahu. Şuan o durumdan hemen çıkıyorum ve bu yazımı mutluluğa hediye ediyorum.

Aslında mutlu olmak için o kadar çok nedenimiz var ki...

Aile ve arkadaşlarımızın bizim yanınızda olduğunu bilmek, bir kuşun kendince konuştuğu dili dinlemek, ya da bir kişinin piyano denilen çalgı aletini çalarken yaptığı zımbırtı bile insana mutluluk verebiliyor mesela.

Peki ya mısır patlatırken mısırların tencerenin kapağına çarpması ve çıkardığı sese ne demeli?

Hele hele karpuz seçerken keleş olmayanı aldığımızda hissettiğimiz "ben bu karpuzların kralıyım." duygusu paha biçilemez denilenderden.

Ve dört bir etrafımız bu güzellikler ile çevrili iken, biz hala neyin peşindeyiz? Neden bu minnettarsızlık?

2 comments:

  1. İnsanlar hep daha fazlasını ve daha fazlasını ve çok daha fazlasını isediği için bu haldeyiz.
    Şükürsüzüz.
    Ve benciliz.
    Kendini bunlardan bir nebze de olsun sıyırabilenlere helal olsun.

    ReplyDelete
    Replies
    1. Kesinlikle! Güzelliklerin farkına varamıyoruz malesef

      Delete

Yorumunun ne kadar değerli olduğunu anlatmaya calışsam altından kalkamam. Bunu bil istedim.